• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
okanelt.com - "Türkiye'nin İngilizce Materyal ve Bilgi Kaynağı" | En Güncel En Sade En Kaliteli İngilizce İçerik Platformu

ingilizceciyiz.com

2021-2022 İLKOKUL ORTAOKUL LİSE YAZILI SORULARI VE ÖĞRETMENE ÖZEL YAZILILAR İNGİLİZCECİYİZ.COM'DA...
YAZILI SORULARI VE CEVAPLARI
İngilizce Ünite Konuları
2021-2022 İngilizce Yazılı Soruları
İngilizce Ünite Kelimeleri
İngilizce Sınavlar
Site Haritası

Kelimeler 7/2


2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı
7. Sınıf İngilizce Ünite Kelimeleri ve Anlamları Türkçeleri 2. Ünite - Sports (Sporlar)





 
 
2020-2021 7. Sınıf 2. Ünite Kelimeleri

7th GRADE - UNIT 2 - SPORTS

 

            A

baked: fırında pişirilmiş

comfortable: rahat

different: farklı

draw: berabere

excited: heyecanlı

fried: yağda pişirilmiş

great: harika

grilled: ızgarada pişirilmiş

important: önemli

late: geç

really: gerçekten

same: aynı

serious: ciddi

similar: benzer

so hard: çok sıkı

so: çok, bu yüzden

steamed: buharda pişirilmiş

successful: başarılı

 

 

            B

achieve: başarmak

beat: yenmek

cycle: bisiklet sürmek

do exercise: egzersiz yapmak

exercise: egzersiz yapmak

go jogging: koşuya gitmek

go on a diet: diyet yapmak

go running: koşuya gitmek

hit the ball hard: topa sert vurmak

hit: vurmak

I'm kidding: şaka yapıyorum

know: bilmek

live: yaşamak

lose: kaybetmek, yenilmek

meet friends: arkadaşlarla buluşmak

play well: iyi oynamak

practice: çalışmak, antreman yapmak

ride bike: bisiklet sürmek

score goal: gol atmak

score point: puan almak

stay in bed: yatmak

to be bad at: ... da kötü olmak

to be good at: ...da iyi olmak

to be interested in: ilgi duymak

train hard: sıkı antreman yapmak

train: eğitmek, antreman yapmak

wake up early: erken kalkmak

win match: maçı kazanmak

win medals: madalya kazanmak

 

            C

career: kariyer

champion: şampiyon

difficult times: zor zamanlar

equipment: malzeme

healthy food: sağlıklı yiyecek

individual sport: bireysel sporlar

indoor sports: salon sporları

injury: sakatlık

interview: röportaj

junk food: abur cubur yiyecek

leg injury: bacak sakatlığı

match: maç

medal: madalya

muscular arms: kaslı kollar

national team: milli takım

outdoor sports: dışarıda oynanan sporlar

people all over the world: tüm dünyadan insanlar

player: oyuncu

question: soru

racket: raket

serious injury: ciddi sakatlık

skating: paten

spectator: seyirci

steamed vegetables: buharda pişmiş sebze

strong body: güçlü vücut

success: başarı

team: takım

 

FREQUENCY ADVERBS (SIKLIK ZARFLARI)

never: asla, hiç

hardly ever: neredeyse hiç

rarely/seldom: nadiren

sometimes: bazen

often: sık sık

usually / generally: genellikle

always: her zaman

---------------------------------------------------------

once: bir kere              once a week: haftada bir kez

twice: iki kere             twice a year: yılda iki kez

three times: üç kere

by Okan GULTEKIN



 

SPORTS ÜNİTE KELİMELERİ 2018-2029            
-1-

athletic:atletizm

bowling:bovling

climbing:tırmanma

cycling: bisiklet sürme

diving:dalma

gymnastic:cimnastik

hiking:yürüyüş

horse riding:ata binme

jogging:koşu

rollerblading:paten

rollerskating:paten

rugby:ragbi

sailing:yelkencilik

scuba-diving:tüplü dalış

skateboarding:kaykay

skating:paten

skiing:kayak yapma

snowboarding:karkayağı

soccer:futbol

surfing: sörf yapma

weight lifting:halter,ağırlık kaldırma

windsurfing:rüzgar sörfü

wrestling:güreş

            -2-

hate: nefret etmek

can't stand: dayanamamak

crazy about: bayılmak

fond of: bayılmak, sevmek

interested in:ilgi         duymak

good at:birşeyde iyi              olmak

bad at:birşeyde kötü olmak

enjoy:eğlenmek,hoşlanmak

 

beat:yenmek

become the first: birinci olmak

become: olmak

call:aramak

carry:taşımak

celebrate: kutlamak

compete: yarışmak

cry:ağlamak

cycle:bisiklet sürmek

defeat:yenmek,mağlup etmek

dive:dalmak

do parkour: parkur koşusu yapmak

draw:beraberlik

eat healthy food: sağlıklı yiyecekler yemek

even:eşitlik

exercise:egzersiz yapmak

feel:hissetmek

fight: kavga etmek, dövüşmek

give:vermek

go jogging: koşu yapmak

go on a diet: diyet yapmak

have a shower: duş almak

have an accident:kaza yapmak

have breakfast:kahvaltı yapmak

have dinner:akşam yemeği yemek

have lunch:öğle yemeği yemek

help:yardım etmek

hit: vurmak

hit:vurmak,çarpmak

hold:tutmak

hurry: acele etmek

improve:geliştirmek

injure:sakatlamak,yaralamak

insure:sigortalamak

keep fit: zinde olmak

kick:vurmak,tekmelemek

know:bilmek

laugh:gülmek

look at:bakmak

lose:kaybetmek, yenilmek

mean:anlamına gelmek,kastetmek

miss:özlemek,kaçırmak,ıskala

need: ihtiyaç duymak

need:ihtiyaç duymak

practice:pratik yapmak

put on: giymek

repeat:tekrar etmek

ride:sürmek

score a point: puan kazanmak

score:gol atmak

sleep:uyumak

smile:gülmek

study:çalışmak, (okul)okumak

suggest:öneride bulunmak

swing: sallanmak

take off: çıkarmak

take:almak

tell: anlatmak

think: düşünmek

throw: atmak

touch: dokunmak

train:eğitmek,antreman yapmak

travel:seyahat etmek

understand:anlamak

wake up:uyanmak

walk:yürümek

want to: istemek

win:kazanmak

would like to: istemek

 

            -3-

ankle: bilek

assistant coach: yardımcı antranör

award:ödül

backboard:(baskatbolda potanın bulunduğu)arka tahta

basket:pota,sepet

bat: beysbol sopası

big waves: büyük dalgalar

boxing ring: boks ringi

competition:yarışma

court: (tenis) kort

cup:kupa

diary:günlük

draw: berabere

dream: rüya

equal scores: eşit skor

equipment:ekipman,teçhizat

football boots:futbol ayakkabısı

gloves:eldiven

goal keeper: kaleci

goal: kale, gol

goggles:(kayak,deniz vs.) gözlük

golden medal:altın madlya

golf clubs:golf sopası

gym:spor salonu,cimnastik

headline:manşet,başlık

healthy:sağlıklı

helmet:kask

hoop: basket potası

iceskates: oaten

individual:bireysel

indoor sports:içeri sporları

injury:sakatlık

journalist:gazeteci

junk food:aburcubur

letter:mektup

losing team: kaybeden takım

manager: yönetici

martial arts: dövüş sanatları

match: maç

medal: madalya

national team: milli takım

necessary things: gerekli şeyler

net:ağ,file

nil: sıfır (skor söylerken)

outdoor:dışarı

pitch/field:saha

player: oyuncu

pool:havuz

prize: ödül

race: yarış

racket:raket

referee:hakem

shoes:ayakkabı

shuttlecock: badminton topu

silver medal:gümüş madalya

skating rink: buzpateni pisti

ski boots:kayak ayakkabısı

skin guard:dizlik

snorkel: şnorkel

spectator:seyirci

sporting event: spor etkinliği

squad:kadro

stadium: stadyum

success: başarı

swimsuit:mayo

talent:yetenek

team: takım

team:takım

tee:golf topunun koyulduğu yer

together:birlikte

training:antreman

trip:gezi

weight:ağırlık

White belt: beyaz kuşak

-4-

all: tüm

bored:sıkılmış

both: her ikisi, ikisi de

close: yakın

correct:doğru

dangerous: tehlikeli

dangerous:tehlikeli

difficult:zor

each: her bir

excited:heyecanlı

important: önemli

many: çok

nerveous:gergin

same:aynı

special: özel

succesful:başarılı

talented:yetenekli

 

 

 

 

Frequency Adverbs

(Sıklık Zarfları)

never: hiç

hardly ever: neredeyse hiç

rarely:nadiren

seldom: nadiren

sometimes: bazen

often: sıksık

usually:genellikle

generally:genellikle

always:herzaman

 

once:bir kere

twice:iki kere

times:kere defa

three times:üç kere

four times: dört kere

 

Time Expressions

(Zaman İfadeleri)

 

at  (saatler)

at the weekends:haftasonları

at noon:öğlen

at night:geceleri

at 7 o'clock: saat  7'de

 

in     (aylar,mevsimler,tarihler)

in the morning(s):sabahları

in the afternoon:öğleden sonra

in the evening:akşamları

in April:Nisan ayında

in 1905: 1905'de

in free time:boş zamanlarda

in spare time: boş zamanlarda

in leisure time:boş zamanlarda

 

on     (günler,ayın günü)

on weekdays:hafta içi

on Sundays: pazar günleri

on the 19th of May: 19 Mayısta

everyday:hergün

every year:her yıl

every Sunday:her pazar

every month:her ay

late:geç

early:erken

            ***

second:saniye

minute:dakika

hour:saat

day:gün

week:hafta

month:ay

year:yıl

decade:on yıl

century:asır,yüzyıl   

            ***

Firstly: İlk olarak,öncelikle

Secondly: İkincisi

Then:daha sonra

Finally:son olarak

            ***

after:sonra

before:önce

when: ....dığında, ...dığı zaman

while: iken

so: bu yüzden

but:fakat

because:çünkü

to:için

for:için

            ***

thing:şey

everything:herşey

something:birşey

nothing:hiçbirşey

anything:hiçbirşey

            ***

everybody:herkes

somebody:birisi

nobody:hiçkimse

anybody:hiçkimse,

            ***

everyone:herkes

someone:birisi

no one:hiç kimse

anyone:hiç kimse

nowhere: hiçbir yer

anywhere: hiçbir yer

everywhere: her yer

 

 


Yorumlar - Yorum Yaz